Hematolojik Kanserlerde Enfeksiyondan Korunma YollarıGiriş Bağışıklığın Bozulması
Nötropeni dışında, hastalığın kendisine veya kemoterapiye bağlı olarak ortaya çıkan ve bağışıklığın bozulmasına yol açan diğer durumlar şunlardır:
1- Bakteriler: Başta Stafilokoklar olmak üzere Gram pozitif koklar ve Esherichia coli gibi Gram negatif çomaklar en sık enfeksiyon etkenleri olarak karşımıza çıkar. 2- Mantarlar: “Mayalar” ve “küfler” olarak iki gruba ayrılır. Mayalardan Candida türleri sıklıkla kateter kaynaklı kan dolaşımı enfeksiyonlarına yol açarken tanı ve tedavi açısından sorun oluşturan en önemli küf mantarı Aspergillus cinsidir. Nötropenik dönemde maske kullanılmasının önemli gerekçelerinden biri olan Aspergillus cinsi küf mantarları, hava yolu ile bulaşarak ağır akciğer enfeksiyonuna neden olabilir. 3- Virüsler: Influenza (grip), RSV, adenovirus gibi damlacık yolu ile bulaşan virüslerin yanı sıra vücutta latent (gizli) olarak bulunan CMV, EBV gibi virüsler özelikle nötropenik (veya lenfopenik) dönemde önemli enfeksiyonlara yol açabilir. Nötropeni süresi uzadıkça CMV enfeksiyonu riski artacağından enfeksiyonun ortaya çıkmadan önlenmesi amacıyla belli aralıklarla kan tetkiki yapılır. 4- Parazitler: Yassı, kancalı, uzun veya şerit şeklinde olabilen Helmint grubu barsak parazitlerinin yanı sıra karaciğeri, akciğeri, beyni, kan dolaşımını etkileyen farklı parazit türleri ve tek hücreli amipler bulunur. Hastalık sürecinde kirli kaynaklarla temas azaldığından parazit enfeksiyonlarının sıklığında artış görülmez. Enfeksiyon Kaynakları Toplum kökenli enfeksiyonlarda enfeksiyon kaynakları; hastanın kendi florası, çevresel ortam ve hasta yakınlarıdır. Hastane kökenli enfeksiyonlarda ise belirtilen kaynaklara ek olarak tıbbi gereç ve işlemler, hastane içi çevresel ortam, sağlık personeli, diğer hastalar ve hasta yakınlarıdır.
Enfeksiyon etkenleri en sık eller aracılığı ile yayıldığı için enfeksiyonların bulaşma zincirinin kırılmasında en etkili önlem el hijyenidir. Ellerde gözle görünür kirlenme olduğu her durumda veya ellerin ağza, göze, mukozalara temas edeceği her durumda eller mutlaka su ve sabun ile yıkanmalıdır. Sıcak su ellerin tahriş (dermatit) olmasına neden olabilir, ılık su tercih edilir. Hijyenik el yıkamada çok kullanımlık katı/kalıp sabunlar yerine tek kullanımlık katı sabun veya sıvı sabun önerilir. Sıvı sabunların antiseptik içerikli olması tercih edilir. Sıvı sabun dağıtıcılarında sıvı sabun miktarı azaldığında üzerine ilave yapılmaz, kalan miktar boşaltılıp, kap temizlendikten sonra yenisi konulur. Ellerin kurulanması için çok kullanımlık havlular önerilmez, tek kullanımlık kağıt havlu ile ellerin kurulanması ve el yıkamanın ardından tekrar kirlenmeyi önlemek için musluğun kağıt havlu kullanılarak kapatılması önerilir. El yıkama olanaklarının kısıtlı olduğu veya çok sık el hijyenine ihtiyaç duyulan hastane içi ortamlarda el hijyeni için alkollü el antiseptikleri ile ellerin ovalanması yeterlidir. Bakteriler yaşamak için deri kıvrım ve katlantıları, yüzük - saat kordonu altı gibi nemli kalan alanları tercih ettiğinden el yıkamada olduğu gibi antiseptik el ovalamada da avuç içlerinin, parmak uçlarının, baş parmak etrafının, el bileklerinin ve ellerdeki tüm kıvrımların iyice ovuşturulması büyük önem taşır. Alkollü el antiseptikleri, çok hızlı başlayan antimikrobik etkileri ve pratik kullanımları ile hastane personeli tarafından çok sık ve yaygın olarak kullanılmaktadır. Enfeksiyon etkenlerinden korunmada alkollü el antiseptiklerinin kullanımını öneren bilimsel verilerin ışığında bakıldığında kültürümüzün bir parçası olan “misafire, yolcuya, hastaya kolonya ikram etme” davranışının; hasta, hasta yakınları ve hastaya bakım veren tüm personel tarafından gerek hastanede gerekse hastane dışında gündelik yaşamın en önemli ritüellerinden biri olmaya devam edeceği söylenebilir. DOĞRU EL YIKAMA TEKNİĞİ Önce su ile eller ıslatılır Ellere 3-5 ml sabun alınır En az 15 sn süre ile eller ovalanır Avuç içleri ovalanır Sağ eli sol el sırtına koyarak parmak araları birbirinin içine gelecek şekilde tekrarlanır. Aynı hareket sol el için de tekrarlanır. Sağ el parmak sırtları sol elin avuç içine gelecek şekilde yerleştirilir, ovalama tekrarlanır. Sağ el baş parmağı sol avuç içine alınarak rotasyonel olarak beş kez tekrarlanır. Aynı hareket sol el için de tekrarlanır Sağ el parmak ucu iç kısımları sol el avuç içine gelecek şekilde konur, ovalanır Aynı hareketler sol el parmak uçları için de yapılır Eller su ile durulanır Ve kurulanır… Kağıt havlu ile kurulanılır Musluk kağıt havlu ile kapatılır Eldiven Kullanımı Hastanede veya hastane dışında, hastaya bakım verirken ellerin kirleneceği işlemlerde steril olmayan eldiven kullanılır. Eldiven doğru kullanılmazsa mikropların bulaşmasına neden olur. Eldiven gerektiren iş biter bitmez eldiven dikkatle çıkarılmalı ve tıbbi atık çöpüne atılmalı, eller alkollü antiseptikle ovalanmalıdır. Hastanede hastaya uygulanacak tedavi, pansuman gibi tıbbi işlemlerde de hastanın yarasından veya damar yolundan mikropların girmesini önlemek yani hastayı korumak için de bazen steril bazen steril olmayan eldiven kullanılabilir. Gerekli görülen durumlarda eldivenler eller yıkanıp odaya girildikten sonra giyilir, oda dışına çıkmadan önce çıkarılıp atılır ve eller yeniden alkollü antiseptikle ovulur. Bir hastadan başka bir hastaya geçerken ya da aynı hastada kirli bir bölgeden (örneğin; perine) sonra temiz bir bölge ile temas gerektiğinde sağlık personelinin mutlaka eldiveni değiştirmesi, el antisepsisi uygulayıp yeni eldiveni giymesi gerekir. Enfeksiyon giriş bölgeleri ve korunma Cilt Bakımı Cilt bütünlüğünü korumak ve enfeksiyon riskini azaltmak için perine temizliğine büyük önem verilir. Her dışkılama sonrasında perine bölgesi cilde zarar vermeyecek bir şekilde dikkatle yıkanmalı ve yumuşak tuvalet kağıdı ya da kağıt peçete ile kurulanmalıdır, her idrar çıkışını takiben perine bölgesi mutlaka yumuşak tuvalet kağıdı ya da kağıt peçete ile kurulanmalıdır. Hematoloji hastalarında, özellikle bağışıklığın kemoterapi ile baskılandığı dönemlerde, ateş ölçmek için rektal termometre, lavman ve fitil kullanılmaz, rektal muayene yapılmaz. Kadın hastalarda dışkı ile kirlenme ve idrar yolu enfeksiyonlarını önlemek için perine temizliği mutlaka önden arkaya doğru yapılmalıdır. Vajinal ve servikal tahrişi önlemek için menstrüasyon döneminde emici olmayan tampon kullanılmamalıdır. Ağız Bakımı Bağışıklığı baskılandığı süre içinde ağız içi ve diş iltihaplarının önlenmesi çok önemlidir. Tüm kemik iliği nakli adaylarından nakil öncesinde diş hekimliği konsültasyonu istenmeli, ağız-diş sağlığı en ideal düzeye ulaştırılmalıdır. Çürük dişler doldurulmalı, iyi oturmayan protezler onarılmalı, onarılamayacak durumda olan dişler çekilmeli, her tür potansiyel enfeksiyon odağı ortadan kaldırılmalıdır. Yeterli iyileşmenin sağlanması ve cerrahi sonrasında çıkabilecek komplikasyonların takibi açısından ağız içi girişimlerin tamamlanması ile kemik iliği nakli için hazırlık kemoterapisinin başlangıcı arasında 10- 14 günlük bir süre geçmelidir. Bağışıklığı baskılanmış hematoloji hastaları, özellikle de kemik iliği nakli yapılmış veya hazırlık kemoterapisi (conditioning rejimi) alan hastalar; ağız hijyenini korumak amacıyla günde dört-altı kez steril su, serum fizyolojik veya sodyum bikarbonat solüsyonu ile gargara yapmalıdır. Dişler günde en az iki kez yumuşak bir diş fırçası ile fırçalanmalıdır. Diş macununun kullanımı hastanın tercihine bırakılmıştır. Travmaya neden olmaksızın diş ipi kullanabilen hastaların her gün diş ipi ile dişlerini temizlemeleri önerilir. Ortodontik cihazların “conditioning” tedavisinden başlayarak engraftman öncesi dönemde mukozit düzelene kadar ve daha sonraki dönemde gelişebilecek mukozit periyodlarında kullanılmaması önerilir. Takılıp çıkarılabilen dental protezi olan hastalar bağlantı noktalarındaki doku bütünlüğü ve hastaların günlük protez temizliğini sağlayabilme koşuluyla “conditioning” öncesinde ve mukozit dönemi boyunca diş protezlerini kullanabilirler. Yiyecek ve İçeceklerle Bulaşan Mikroorganizmalardan Korunma Su ve Diğer İçecekler Kemik iliği alıcıları ve nötropenik hastalar lağım suları, insan veya hayvan atıkları ile kirlenmiş olma ihtimali bulunan durgun sularda (ör.yapay göl ve göletlerde) yüzmemeli, hatta yürümemelidir (özellikle Cryptosporidium ve E. coli O157:H7 riski nedeniyle). Direkt olarak ırmak, göl veya kuyu suları içilmemelidir. Nötropenik dönemde musluk suyu en az bir dakika süreyle kaynatılmadan veya filtreden geçirilmeden içilmemelidir. Diş fırçalama amacıyla da şişe suyu veya (filtreden geçirilmiş) içme suyu kullanılmalıdır. Evde kullanılacak filtrelerin ≥1 μ büyüklüğündeki partikülleri süzebilme özelliğine sahip olması gerekir. Şişe sularının güvenle kullanılabilmesi için şu üç yöntemden birine tabi tutulmuş olması gerekir: “Reverse osmosis”, distilasyon veya filtrasyon (≥1 μ büyüklüğündeki partiküller). Musluk suyundan elde edilen buz (restoran ve barlar) veya buzlu meyve konsantreleri, buzlu çay veya kahve içilmemelidir. Şişe veya kutu içinde satılan meşrubatlar, meyve suları, soda, sıcak çay veya kahve ve pastörize edilmiş her türlü ürünün içilmesinde sakınca yoktur. Yiyeceklerin hazırlanması ile ilgili genel kurallar Yemek hazırlamadan veya buzdolabındaki yemeği ısıtmadan önce ve sonra eller yıkanmalıdır. Her tür taze sebze ve meyve akan su altında iyice yıkanmalıdır. Meyve sebzeler yenmeden önce mutlaka kabukları soyulmalıdır. Yemeklerin artan bölümü çabuk soğutulması mümkün olan küçük kaplara konularak saklanmalıdır. Yemeğin yenmeyen bölümü pişirilmeyi takiben iki saat içinde buzdolabına kaldırılmalıdır. İki saatten uzun süre oda sıcaklığında beklemiş yemekler atılmalıdır. Buzdolabından çıkarılan pişmiş yiyecekler ısıtılarak sunulmalı, tam pişirilmemiş yemekler ise 74°C’ye kadar ısıtılarak pişirilmelidir. Buzdolabından çıkarılan çorbalar ve soslar yeniden sunulmadan önce kaynatılmalıdır. Konserve besinlerden mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Pişirilmemiş kümes hayvanları, kırmızı et, balık ve diğer deniz ürünleri diğer yiyeceklerden ayrı tutulmalı, aynı yüzey üzerine konulmamalıdır. Mutlaka etler için ayrı sebzeler ve diğer yiyecekler için ayrı kesme tahtaları kullanılmalıdır. Pişirilmemiş etlerin diğer gıdalarla temas ettirilmemesi oldukça önemlidir (Campylobacter jejuni ve Salmonella enteritidis’e bağlı invaziv enfeksiyon riski) Çiğ etlerle ilgili hazırlıklar tamamlandıktan sonra eller su ve sabunla iyice yıkanmalı ve daha sonra sebzelere geçilmelidir. Kullanılan kesme tahtası, bıçak ve diğer mutfak aletleri de su ve sabunla yıkanmalıdır. Yemek hazırlamada kullanılan yüzeyler; raflar, tezgâh üzerleri, buzdolabı, dondurucular ve tüm mutfak aletleri temiz tutulmalıdır. Kemik iliği alıcıları için ek önlemler: Düşük Mikrobiyal Diyet Çiğ veya az pişmiş et (kırmızı et, kümes hayvanı, balık, diğer deniz ürünleri vb.), çiğ veya az pişmiş yumurta (rafadan yumurta, ev yapımı mayonez, salata sosları vb.) kesinlikle tüketilmemelidir. Otolog kemik iliği alıcıları için bu kısıtlı diyete üç ay süreyle devam edilmelidir. Allojeneik kemik iliği alıcılarında ise bu diyete kemoterapi sürdükçe devam edilmelidir. Kısıtlı diyete ne zaman son verilebileceği konusunda son karar doktora aittir. Hasta Odalarında Çevresel Risklerden Korunma Tüm nötropenik hastaların tek kişilik odalarda izlenmesi önerilir. Allojeneik KİT alıcıları için bu bir zorunluluktur. Hasta odalarında asma tavan kullanılmamalıdır. Oda kapıları kendiliğinden kapanacak düzeneğe sahip olmalıdır. Dekorasyon ve tefrişatta zor temizlenebilir hiçbir malzeme kullanılmamalıdır. Hasta odalarında ve oda dışındaki koridorlarda Aspergillus salgınlarına kaynak oluşturabileceği için halı kullanılmamalıdır. Kemik iliği alıcılarının engraftman gerçekleşene kadar oda dışına çıkmaları gereken durumlarda cerrahi maske takmaları önerilir. Bağışıklığı baskılanmış durumda olan tüm hastalar hastanenin kalabalık alanlarında (bekleme alanları, asansörler vb.) mümkün olduğu kadar az bulunmalıdır. Bağışıklığı baskılanmış hastaların tedavi edildiği alanlarda canlı hayvan bulunmasına izin verilmez. Hasta Odasındaki Tıbbi Aletler Hasta odasında bulunan tüm tıbbi aletler uygun bir dezenfektan solüsyon kullanılarak her gün dezenfekte edilmelidir. El hijyeni için kullanılan alkollü antiseptikler bu amaçla kullanılabilir. Nebülizatörler ve oksijen kapları için steril distile su kullanılmalı, su azaldığı zaman üzerine ekleme yapılmamalı, kaplar 1/100’lük çamaşır suyu veya uygun dezenfektan ile dezenfekte edilmelidir. Hasta Odasındaki Çiçekler ve Oyuncaklar Nötropenik hastaların odalarında mantar enfeksiyonlarına (ör. Aspergillus) kaynak oluşturabileceği için kuru veya taze çiçek bulundurulması sakıncalıdır. Yıkanma, dezenfekte edilme şansı olmayan oyuncaklar (özellikle tüylü, peluş veya kumaş olanlar) hasta odalarında bulundurulmamalıdır. Hasta Odalarında Havalandırma Kemik iliği alıcıları dışında diğer nötropenik hastalar için özel bir havalandırmaya ihtiyaç yoktur. Allojeneik kemik iliği alıcıları ve uzun süreli nötropeniye girmesi beklenen otolog kemik iliği alıcıları için hazırlanan odalardaki havalandırma sisteminde 0.3 μ büyüklüğündeki partikülleri filtre edebilen “High- Efficiency Particulate Air (HEPA)” filtreleri bulunmalıdır. HEPA filtrelerin bakım ve filtre değişimlerine dikkat edilmelidir. Hava giriş ve çıkış ızgaralarının temiz ve açık olmasına dikkat edilmeli, özellikle dış ızgaralarda kuş yuvası ve pisliklerinin bulunup bulunmadığı sıkça kontrol edilmelidir. Özellikle hastanede yapım-onarım çalışmalarının yürütüldüğü dönemlerde uygun filtrasyon daha büyük önem taşır. Primer hijyenik havalandırma sistemine ek olarak taşınabilir HEPA filtreleri kullanılıyorsa tüm yüzeyler etrafında serbest hava dolaşımı sağlamak amacı ile HEPA filtresi hasta odasının ortasına yerleştirilmelidir. Mümkünse hava hasta odasına bir yandan girmeli ve bunun tam karşısındaki taraftan terk etmelidir (Laminer Hava Akımı). Hasta odasında sürekli pozitif basınç sağlanmalı, odayla koridor ya da giriş odası arasındaki basınç farkı (> 2.5 Pa) korunmalıdır. Giriş odasında koridora oranla pozitif basınç olmalıdır. Bunun tek istisnası kemik iliği alıcısında solunum izolasyonu uygulanmasını gerektiren bir durumun varlığıdır (akciğer veya larengeal tüberküloz, kızamık gibi). Bu durumda hastalar negatif basınçlı odalarda izole edilmelidir. Basınç farkının korunması için hasta odasının (ve varsa giriş odasının) kapısının kendiliğinden kapanır özellikte olması tercih edilir. Sağlık personelinin hastayı kapılar kapalıyken de rahatça gözleyebilmesi için kapıda ya da odanın duvarında camlı bölmeler olmalıdır. Odaların pencere ve elektrik girişleri etrafındaki izolasyonu tam olmalıdır. Devamlı güç kaynağı bulunmalı, elektrik kesintisine bağlı olarak meydana gelebilecek havalandırma ve basınç değişiklikleri önlenmelidir. Havalandırma sisteminin rutin bakımı ve kontrolünün sağlanması için enfeksiyon kontrol ekibi ve sorumlu personel arasında sürekli iletişim sağlanmalıdır. Hasta Odalarında Sular Nötropenik ve kemik iliği alıcısı hasta odalarında akvaryum ve dekoratif havuz bulunmamalı, su depoları, küvet ve lavabolar uygun dezenfektanla temizlenmelidir. Su kesintisinden sonra tekrar akan şebeke suyu en az beş dakika / klor kokusu gelinceye dek boşa akıtılmalı, yüksek ısı (77 0C) veya klorlama ile temizlenmelidir. Nem kontrolü Odadaki su sisteminde ortaya çıkabilecek tıkanıklık ya da kaçak gibi sorunlar küflerin çoğalmasına neden olur. Buna engel olmak için mutlaka 72 saat içinde sorun çözümlenmelidir. Duvarları etkileyen bu tür bir sızıntı sonrasında nem ölçen özel cihazlar kullanılmalı, onarımı takiben 72. saat sonunda duvardaki nem oranı %30’un altına inmiş olmalıdır. Yapım-Onarım Çalışmaları Hastanelerde yürütülen yapım-onarım çalışmaları, yol açtığı toz ve partikül artışı dolayısı ile ağır immünsüpresyonu olan hastalarda hastane kaynaklı ciddi mantar enfeksiyonu riskini arttırmaktadır. Yapım-onarım çalışmalarının yapıldığı bölgeler hastalara bakım verilen alanlardan tavandan tabana kadar uzanan toz geçirmez bir bariyerle ayrılmalı, bu bariyerin hava geçirmeyecek şekilde izolasyonu sağlanmalıdır. Eğer bu tarz bariyerlerin oluşturulması mümkün değilse hastaların yapım-onarım çalışmaları tamamlanana ve sonrasında gerekli temizlik yapılana kadar o bölgeden uzaklaştırılması gereklidir. Kapıların açılıp kapanmasını ve toz yayılımını minimum düzeyde tutabilmek için yapım-onarım çalışmalarının yürütüldüğü yerlerden geçişler kısıtlanmalıdır. Mümkünse bu çalışmalar sırasında kullanılması gereken koridorlar, asansörler, giriş ve çıkışlar diğerlerinden tamamen ayrılmalıdır. Yapım-onarımda görev alan kişilerin giysileri Aspergillus sporları ile kirlenmiş olabileceği için hasta ile temasları, hasta bakım alanlarına ve diğer alanlara girişleri, ortak asansörleri kullanmaları engellenmelidir. Hastane içinde veya çevresinde yapım-onarım çalışmaları devam ettiği sürece kemik iliği nakli alıcıları oda dışına çıkarken N95 (%95’in üzerinde koruma sağlayan tüberküloz maskeleri) veya ffp3 tipi maske takmalıdır. Standart cerrahi maskeler Aspergillus sporlarına karşı yeterli korunma sağlamadığı için bu durumda kullanılması önerilmez. Yapım-onarım çalışmaları tamamlanan bölgeler kemik iliği nakli hastalarının girişine izin verilmeden önce dikkatle temizlenmelidir. Yapım-onarım çalışmalarının yürütüldüğü alanda ve yakınındaki asma tavanların üzerindeki ölü boşluklara vakum uygulanmalıdır. Temizlik Nötropenik hastaların odasında diğer hasta odalarındakine benzer şekilde günlük temizlik yapılmalıdır. Kemik iliği alıcılarının yattığı odalar günde en az bir kez, toz kaldırmamaya çok dikkat edilerek temizlenmelidir. Odadaki tüm yüzeyler (pencere kenarları, havalandırma çıkışları, tüm horizontal yüzeyler, her tür tıbbi alet dahil) yüzeyin özelliğine göre toz bırakmayan bir bezle (yer dışında kalan yüzeyler) veya mopla (yerler) uygun bir dezenfektan solüsyon kullanılarak temizlenmelidir. Hasta odası için belirlenen temizlik kuralları, giriş odası için de aynen uygulanır. Oda dışında kuru vakum (elektrik süpürgesi) uygulanması gereken durumlarda hasta ve giriş odalarının kapıları kapalı tutulmalıdır. Islak vakum uygulanması gereken durumlarda uygun bir dezenfektan solüsyon kullanılmalıdır. Odadaki mobilyalar toz tutmayacak özellikte, diğer yüzeyler ise gözeneksiz, kolayca silinebilen ve dezenfekte edilebilen nitelikte olmalıdır. (Gerektiğinde) HEPA filtreli elektrikli süpürgeler kullanılmalıdır. Hastanede Hastalar Arası Çapraz Enfeksiyon Bulaşmasından Korunma: İzolasyon Önlemleri Temas İzolasyonu MRSA ve Çok İlaca Dirençli Gram Negatif Çomak (ÇİDGNÇ) gibi etkenlerin taşıyıcısı (kolonize) veya bu etkenler ile enfekte olan hastalar, C. difficile koliti tanılı hastalar ve kültür negatif ancak açık yarası, pürülan drenajı olan hastalar odalarında temas izolasyonu önlemlerine göre izlenir. Hastaya kullanılan her türlü tıbbi alet (derece, tansiyon aleti, stetoskop, pansuman seti vb.) hastaya özgü olarak kullanılır ve hasta taburcu olduğunda başka bir hasta için kullanılmadan önce dezenfekte edilir. Sıkı Temas İzolasyonu Vankomisine dirençli enterokok (VRE) ile kolonize veya enfekte olan hastalara sıkı temas izolasyonu uygulanır. Temas izolasyonu önlemlerine ilave olarak sağlık personeli hasta ile her temasta bariyer önlemleri alır ve tek kullanımlık önlükler temas sonrası hasta odası içinde enfekte atık kutusuna atılır. Damlacık İzolasyonu Nezle, grip, farenjit gibi üst solunum yolu enfeksiyonu veya kızamıkçık, kabakulak, meningokoksik menenjit gibi spesifik enfeksiyon tanılı hastalara ve hastaya bakım verenlere uygulanır. Damlacık yolu ile bulaşan etkenlerin yayılımı maske kullanımı ile önlenebilir. Solunum İzolasyonu Akciğer tüberkülozu, larinks tüberkülozu, suçiçeği, dissemine zona, viral hemorajik ateş ve kızamık gibi bazı enfeksiyonların yayılımını önlemek için standart maske kullanımı yeterli değildir. Sözkonusu durumlarda hastaların standart cerrahi maske takması, refakatçi ve sağlık personelinin ise N95 / ffp3 maske kullanılması ve hastaların negatif basınçlı özel odalarda izlenmesi gerekmektedir. Bu maskeler ıslanmadığı ve yırtılmadığı sürece, temiz ve korunaklı bir kap içinde saklanmak koşuluyla mesai süresince tekrar kullanılabilir. Bir odadan diğerine geçerken N95 maskesinin değiştirilmesi gerekli değildir. Mesai sonunda mutlaka atılması ve çıkarıp takma veya atma işleminden sonra ellerin antiseptikle ovalanması gerekir. Sağlık Personeli Solunum, damlacık veya direkt temas yoluyla bulaşabilecek herhangi bir enfeksiyon hastalığı (varisella zoster, enfeksiyöz gastroenterit, dudakta veya parmaklarda herpetik lezyonlar, üst solunum yolu infeksiyonu, S.aureus enfeksiyonu gibi) olan sağlık personelinin nötropenik hastalara bakım vermesi geçici bir süre için engellenmelidir. Ziyaretçiler Bulaşıcı hastalığı olan (veya olma ihtimali bulunan) kişilerin nötropenik hastaları ziyaret etmesine kesinlikle izin verilmez (üst solunum yolu infeksiyonu geçirenler, kısa bir süre önce herhangi bulaşıcı hastalıkla temas öyküsü olanlar, canlı varisella zoster virüs aşısını takiben altı hafta içinde varisella zoster benzeri döküntüsü olanlar, su çiçeği veya zoster lezyonları olanlar, son üç-altı hafta içinde oral polio aşısı öyküsü olanlar vb.). Ziyaretçi olabilmek için kesin tanımlanmış bir alt yaş sınırı yoktur. Ancak ziyaretçilerin el yıkama ve izolasyonla ilgili kuralları anlayıp uygulayabilecek yaşta olması gereklidir. Ziyaretçi sayısı, ilgili bölüme bakan sağlık personelinin ziyaretçileri bulaşıcı hastalıklar açısından gözden geçirmesine izin verecek sayı ile kısıtlanmalıdır. Antibiyotik Profilaksisi Hastalığa veya kemoterapiye bağlı olarak bağışıklık sisteminin baskılandığı riskli dönemlerde enfeksiyonlardan korunmak için standart önlemler yeterli olmaz. İşte bu nedenle, bağışıklık sistemi toparlanıncaya dek geçici olarak koruyucu dozda antibiyotikler kullanılır. Bu uygulamaya “profilaksi” denir. Profilaksi bakterilere karşı (antibakteriyel), virüslere karşı (antiviral) ve mantarlara karşı (antifungal) ilaçlarla ve genelde ağız yoluyla uygulanır.
Remisyondan (iyileşmeden) sonra veya kemik iliği transplantasyonundan(KİT) 12 ay sonra uygulamaya başlanır. Altta belirtilen aşılar ihmal edilmemelidir:
Referanslar
|